İrademizin gücü nereden geliyor? Gelin kendi içimize odaklanmayı deneyelim bir süre. Zihnimizden mi geliyor? Eğer böyleyse irademiz çok zayıf olmalıydı. Kaç insan hayatını değiştirmeye çalışıyor, düzenli egzersiz yapıyor, sigarayı bırakıyor, fakat hepsi boşa çıkıyor? Bunun tek sebebi motivasyon kaynaklarını sadece mantıklı açıklamalara, düşüncelere dayandırmaya çalışmalarından kaynaklanıyor. Alışkanlıklarımızı değiştirebilmek için sadece bu yeterli değildir. Bir şeye karar vermiş olmak, onaylıyor olmak halâ daha onu hayata geçirebilmek ve olmak istediğimiz kişiye dönüşebilmekten çok çok uzaktır. Zihnimiz çok kısıtlıdır.
Bazen irade gücümüz duygusal olaylardan da kaynak alabilir. Belki içimizde kötü bir his vardır, ya da üzgün olabiliriz ve aldığımız sonucun kalitesi düşebilir. Ama bu kötü his dahi bizi alışkanlıklarımızdan uzaklaştıracak yeterli güce sahip değildir. Değiştirmeye çalıştığımız yanlarımız tekrar tekrar gözümüze batacak ve bizi hayal kırıklığına uğratacaktır.
Fakat biz zihnimiz yerine daha derine odaklanmayı ve ruhsal kalbimizi bilinçli ve düzenli olarak güçlendirmeyi seçersek irade gücümüzün de kaynak aldığı yer olan kalbimizden beslenerek sınırları aşabileceğini keşfetmiş olacağız. İrademizin önünde engel teşkil eden en önemli şeylerden biri yenilikleri reddediyor olmamızdır. Eğer yeni deneyimlere kendimizi kapatırsak ruhsal gücümüzü sınırlıyor olacağız. Bu dar görüşlülük aynı zamanda zihnimizde ve duygularımızda farklı seviyelerde kendini tezahür ettirebilir. Fakat biz farkında dahi olmayabiliriz. Bunu açığa çıkarabilmek için ağır fakat emin adımlarla kendi içimize olan çıktığımız bu yolda daha da derine yürümeye devam etmeliyiz. Bu zaman alan ve disiplin gerektiren bir şeydir. Bu yüzden sizi meditasyon kurslarımıza davet ediyoruz ☺
Içimizdeki irade gücünü keşfetmeyi öğrendiğimizde bunu pratik olarak karakterimizi değiştirmede, kötü alışkanlıklarımızı bırakmada ve negatif yanlarımızı pozitife çevirmede kullanabiliriz (korkuyu cesarete, zayıflığı güce, gururu mütevaziliğe çevirmek gibi). Bazen bilinçsizce dahi olsa değişimi istememe, ona direnme sebeplerimizden biri de, gizliden gizliye kötü taraflarımızı sevmek hatta onlardan keyif almak da olabilir. Bu tavırlarımızı geride bırakabildiğimiz müddetçe ancak o zaman kendimizi gerçekten hayvani tarafından ziyade ilahi tarafı daha baskın olan insanlar haline getirebilmek için bu değişimi başlatabiliriz. Kararlılık ve istikrarlı bir dönüşüm ile ruhsal hayatımızın zirve noktasına ulaşabiliriz: içsel gerçekliğimizin tam farkındalığı ve aydınlanma.
Yapıcı irade gücü
Karanlığı aydınlığa dönüştürebilir.
Yıkıcı irade gücü
Gündüzü geceye çevirebilir.
İrade gücünü yanımıza aldıktan sonra onu nasıl kullanacağımız bize bağlıdır. Kendi başına irade, pozitif değişimler demek değildir. Eğer ruhsal rehberlik alabildiğimiz bir yer yoksa, ruhumuzun istekleri yerine kendi arzularımız hatta ve hatta başkalarının arzularını takip ediyorsak, çok fazla zarar göreceğimiz ve belki de etrafımızdaki kişileri de üzebileceğimiz kaçınılmazdır. Fakat ruhumuzun isteklerini duymayı, hissetmeyi ve takip etmeyi başarabildiğimizde, sonuçlarının her zaman pozitif, sevindirici ve doyurucu olacağından emin olabiliriz. Ruhumuzun isteklerini takip etmek bizi gerçek mutluluğa götürür, ve o asla kaybolmaz, içimizde derinlerde biriktirilir. Zihin şüphe duyabilir ve bizi aldığımız kararları uygulamada erteletme yoluna götürebilir, ya da başka şeylere yöneltir, ve özellikle bu tür zamanlarda bizim vazgeçmememiz gerekir. Vazgeçmemeliyiz. Asla vazgeçmememiz gerekir. Rocky gibi ☺
İrade gücünün güzel ve ilham verici canlı örneklerinden biri ultra maraton yarışlarıdır. Bu yarışın parkur mesafesi o kadar uzundur ki, bizim insan olarak yaşam gücümüz onu bitirmeye yetmez. Daha derinden bir yerden o gücü çekip çıkarmak ve kullanmak zorunludur. Dünyadaki en uzun yarışlardan bir tanesi New York’taki 3100 mil (yaklaşık 5000 km) uzunluğundaki Self-Transcendence (Kendini Aşmak) yarışıdır. Challenging Impossibility (İmkansızlığa Meydan Okuma) da çok güzel ilham veren bir film.